Bolluk Bereketi Hayatınıza Çekmek

Hayatınızı Değiştiren Program
21 Mayıs 2018
Bırakamadıklarımız
23 Mayıs 2018

Bolluk Bereketi Hayatınıza Çekmek

Dünyadaki tüm parayı tüm insanlar arasında eşit şekilde bölüştürsek birkaç sene sonra zengin yine zengin,fakir yine fakir olur.

Para size bir türlü gelmiyor ya da geldiği gibi gidiyor. Belki de paranız bol ama huzurunuz eksik. Sağlığınız yerinde ama keyfini süremiyorsunuz. Dünya üzerindeki insan sayısı kadar çeşitli kombinasyonlar üretebiliriz. Peki neden hepsi bir arada olmuyor, olamıyor? Özellikle de para niye bazılarına bol bol akarken diğerlerine yüzünü hiç göstermiyor? Sistemi, yöneticileri, zenginleri suçlamak yerine biraz da içeriye bakmaya var mısınız?

Bolluk ve bereketi nasıl tanımlamalıyız?

Bolluk ve bereket, temelde bizim yaşamamızı nasıl tanımladığımızla ilgili zihinsel ve duygusal bir durum. Hayattaki önceliklerimiz, ihtiyaçlarımız ve isteklerimiz bolluk ve bereket algımızı belirliyor. Bolluk ve berekete sahip olmak demek; hayatınızdaki her şeyin yeterli olması demektir. Bolluk ve bereket parayı da kapsayan ancak bunun yanında sağlığı, enerjiyi, zamanı, bilgiyi, hayattan tat almayı, sevgiyi ve paylaşımı da içeren bir durumdur diyebiliriz.

Neden bazı insanlar çok para kazanırken bazıları yoksulluk çekiyor?

Bu sorunun yanıtı; “Kişi neye inanıyorsa onu yaşar” temel kavramında gizli. Eğer para zor kazanılır inancına sahipseniz parayı zor kazanırsınız. Hepimizin içinde, derinlerde bir yerlerde haklı olmak arzusu vardır ve bu arzu bilinçaltımızın onaylanma yasasından kaynaklanır. İnançlarımızda yanılmadığımızı görmek bizi mutlu eder ve bir çeşit tatmin duygusu verir. Bu inanç olumsuz inanç dahi olsa durum değişmez. Şu durumda “Zenginler haram parayla zengin olurlar, ben haram yemem” inancına sahip bir insanın haklı çıkma arzusu ile yapacağı seçimleri, vereceği kararları ve bunların sonuçlarını tahmin etmek zor olmayacaktır. Kısacası para ile ilgili olumlu, sevgi dolu ve güçlendirici inançlara sahip olan insanların daha kolay para kazanacaklarını, bollukbereket içinde yaşayacaklarını söyleyebiliriz.

Büyük ikramiye kazanan ve bunu kısa sürede kaybeden ya da çok iyi para kazanırken aniden iflas edip hayat boyu yoksulluk çeken insanları nasıl açıklayabiliriz?

Öncelikle para sahibi olmak tek başına bolluk-berekete sahip olmak anlamına gelmiyor. Bir insanın parası olabilir ancak sağlık durumu, hayatındaki sorumlulukları, kişilik yapısı veya yaşam şekli hayatını bolluk-bereket içinde yaşamasına engel olabilir. Bu nedenle parasal zenginlik ile gerçek bolluk-bereket arasındaki farkı iyi anlamak gerekiyor. Eğer bir kişinin parasal zenginliğe kavuşması mümkün olduysa bu konuda olumlu inançları olduğunu düşünebiliriz. Ancak zenginliğini sürdürme konusunda olumlu-destekleyici inançları yoktur. Örneğin “Para bana gelir ama geldiği gibi gider” inancına sahip olan insanlar buna iyi bir örnektir. Genelde sürekli para kazanırlar veya bir yerlerden para gelir ama parayı ellerinde tutmaları mümkün olmaz. Kazandıkları oranda harcamaları artar veya beklenmeyen giderlerle paralarını kaybederler. Bolluk-bereket bilincine sahip olmayan bir insanın para sahibi olması da bazen mümkün olabilir ancak bunu destekleyecek bir bilinç durumuna sahip değillerse yaşamlarına aynı şekilde zenginlikle devam edemezler. Kişisel inancıma göre dünyadaki tüm parayı tüm insanlar arasında eşit şekilde bölüştürsek birkaç sene sonra zengin yine zengin, fakir yine fakir olur. Zenginlik bilincine sahip bir insan parasını çoğaltırken, fakirlik bilincindeki bir insan çeşitli nedenlerle parasını kaybedecektir.